12 Kasım 2016 Cumartesi

Portofino



Portofino, kuzeybatı İtalya'da Ligurya bölgesinde Genova ili'ne bağlı bir belde. Portofino beldesi alan itibariyle Genova ili içerisinde en küçük belediyedir. Rengarenk evlerin çevrelediği bir küçük limanı vardır. Bu küçük nüfuslu sahil beldesi Italya'nın ve Avrupa'nın en resimsel yerleşkelerinden biri olduğu genellikle kabul edilmektedir.

    Akdeniz’de küçük bir koyda olmasına karşın dünya çapında tanınan bu kasaba, şöhretini ünlü simaların ziyaretine borçlu ama, bu durum güzelliğini ikinci plana atmaya yetmez.

    Günümüzde ayrıcalıklı turistlerin tatil tercihi olan Portofino, İtalya’nın kuzeybatısındaki Cenova kentine bağlı eski bir Roma kenti. Romalı yazar ve filozof Pliny, kentin adının, körfezi çepeçevre saran yunusların bolluğundan dolayı “Portus Delphini” olarak geçtiğinden söz ediyor. Portofino İtalyanca’da “son liman” anlamına da geliyor.


    Daracık Via Roma Sokağı limana iniyor. Dükkânlar sıra sıra; hediyelik eşyalar, pastaneler, şık butikler, çiçekçiler, sanat galerileri... Portofino Limanı küçücük bir yer. Ama limanı saran rengârenk bakımlı binalar, dünyaca ünlü şık butikler, lüks kafe ve restoranlar buradaki hayatın nasıl da gösterişli olduğunu gösteriyor. Şirin bir sahil kasabası burası...

    Palmiyeli yolları, çiçekli parkları, kristalimsi denizi, şık insanları, lezzetli sofraları, uzun sohbetleriyle İtalyan tipi hayatın ta kendisi. Limanda güneşin süzülerek batışını izlerken insan kendinden geçiyor.


    Portofino, doğal bir liman olması itibarıyla tarih boyunca yelkenlilere sığınak olmuş. Eskiden yunusların taklalar attığı limanda şimdi gösterişli yatlar demirli. Kimlere ev sahipliği yapmamış ki burası; Jacqueline Onassis, Brigitte Bardot, Humphrey Bogart, Grace Kelly, Madonna, Cindy Crawford, Antonio Banderas... Politikacılar, liderler, milyonerler...



    Sanat Limanı

    Limana girer girmez balıkçı kayıkları göze çarpıyor. Ne kadar turistik olsa da, balıkçılar hep buranın asıl sakinleri belli ki. Sahilde yürüyen güzel yüzlü insanlara bakarken burnuma zeytinyağı, deniz ve çam ormanı kokuları geliyor. Sahildeki binaların bazıları freskolarla süslü, çoğu sıcak tonlarla boyanmış.


    1950’lerin başından itibaren turizm Portofinolular için giderek daha fazla önem kazanmış; sürdürülebilir turizm anlayışıyla, ellerindeki değeri koruyup geliştirme felsefesiyle hareket etmişler. Zamanla jet sosyetenin tatil beldesi konumuna gelen Portofino, “Sanat Limanı” sloganıyla uluslararası kültür sanat etkinliklerinin hayat bulduğu bir merkeze de dönüşmüş. Azımsanamayacak sayıda sanat galerisi var burada.


    Koylarını Gezin

    Köyü saran tepelere beton yığını oteller yapmak yerine yeşil korunmuş, binaların hemen gerisinde başlayan ormanda uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Ya da bir balıkçı motoru kiralayıp çevredeki koyları gezmek mümkün. Portofino, içeceğinizi yudumlarken veya oraya özgü yemekleri tadarken her an ünlü aktör veya aktrisleri, dünyaca meşhur yazarları, şarkıcıları, bilim adamlarını, işadamlarını, sanayicileri ve rüyalarımıza konuk olabilecek daha nice kahramanı görebileceğimiz, eşsiz güzelliklerin ortasında bir huzur limanı. İddialı bir cümleyle bağlamak gerekirse; dünyada bu harikulade ve tılsımlı köyü en azından bir kere görmek istemeyecek hiçbir turist yoktur.


https://www.youtube.com/watch?v=phTslMxr6O4



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder